Mahalli gazeteler nasıl kaliteli olacak?
                                          Kasım Tırpancı

Ardahan’da son günlerde daha fazla sayfalı ve kaliteli gazete çıkarma gayreti içerisine girilmiştir. Ardahan başta olmak üzere, Türkiye genelinde de toplumun beklentilerine cevap veren, genel kültür ile donanan, şantaj ve iftira tertipleri yapmaktan uzak kalınarak, kaliteli gazetelerin yayınlanması elbette ki faydalı olacaktır.

Ancak, her hangi bir işte beklenen kaliteyi elde etmek için öncelikle sağlam malzemeye ihtiyaç vardır. Yapılan işte kullanılan malzeme bozuksa, kaliteyi elde etmek mümkün değildir. Şimdi Ardahan’da çok kaliteli gazete çıkarma iddiasında olan meslektaşlarımız, “Vasıflı gazete” rüyasıyla kendilerini de, Ardahan’ı da kurtarmanın hesabını yapıyorlar. İnşallah başarılı olurlar ve düştükleri sıkıntılı durumlardan kurtulurlar.

Ardahan’da 51 yıldan beridir yayınlanan 23 Şubat gazetesinin 48 yıllık sahibi, yazarı ve genel yayın yönetmeni olarak, burada çok kaliteli bir gazeteciliğin yapılacağına inanmıyorum. Çünkü 100 bin nüfuslu bir il olmanın yanı sıra, aklı kesen, okuyabilen, kapasitesine güvenen gençler buradan gitmiş ve daha çokta döküntüler kalmıştır. Bunların arasında kaliteli gazetecilik yapacak vasıfta eleman bulmak olanaksızdır. Şu anda yayınlanan gazeteler arasında en çok üniversite mezunu elemanlara sahip olmamıza rağmen, yine de her gün çok düzgün haberler yazılabileceğini sanmıyorum. Zaten huzurlu bir şehir olan Ardahan’da olaylar meydana gelmediği için gerçek haberler bulma imkanı da kısıtlıdır. Burada gerçek manada haber elde edilmeyince de hayal ürünü, yalan-dolan, karalama, şantaj ve iftira mahreçli konulara ağırlık verilerek, toplumun rahatsız edilme tehlikesi vardır.

Ardahan tarihinde devlet sektöründe, özel sektörde, siyasi partilerde ve mesleki kuruluşlarda görev yapanlar arasında yüksek vasıf taşıyanların sayıları azınlıktadır. Bunlar eyer arzulanan donanımda olsalardı, Valilerimiz sık-sık değişmezdi. Her hangi bir vilayette görev yapan kapasiteli Müdürler buraya atanırdı. Bir Müdür 2-3 görevi vekaleten yürütmek zorunda kalmazdı. İl ve ilçelere tecrübeli öğretmenler gelselerdi, eğitimde son sıralarda olunmazdı. Gazeteler kadar her iş dalında denetimler olsaydı, çürük inşaatların yapılmasına ve sonra da yıkılmasına sebebiyet verilmezdi. Her alanda geri kalmış olan, ekonomik sıkıntıları had safhaya ulaşan, göç dalgasının dişlileri arasında ezilerek, her geçen gün küçülen bir yörede, öyle olağan üstü bir gelişme ve yüksek vasıflı kalitede hizmet üretmek tam manasıyla hayaldir.

Şura da bir gerçeği de vurgulamak isterim ki, gazetecilik uğraşımızda hiç bir meslektaşımızla rekabet etme gereği duymadık. Bu alana girenlere daima destek olduğumuzu kimse inkar edemez. Zaten bu işe girenlerin fazla bir sermayeleri de mevcut değildi. Bazı devlet kurumları kendilerine yakın müteahhit firmaları korumak için gazetelere ilan vermiyor, işi doğrudan temin ve pazarlık yöntemleri ile götürüyorlar. Dolayısıyla gazetelerin tek gelir kaynağı olan ilanlar gerektiği gibi çıkmıyor, yasa hükümlerine göre 3-5 kişinin sigortaları ile diğer giderleri yüzünde borç sıkıntıları meydana geliyor, bu yüzden de bazı siyasiler para vererek gazetecileri satın alıyor ve sonra da namuslu insanlara iftiralar attırılıyor.

Ardahan’daki gazetecilerin cahil-cühela işadamı bozuntularından bir reklam alma uğruna peşlerinden koşmadan, para ile siyaset yapan bazı şahıslara muhtaç kalmadan, kamu görevlileri, siyasi parti mensupları, mesleki kuruluş temsilcilerine şantaj yapmadan ve iftira atmandan mesleklerini en kaliteli şekilde sürdürmelerini diliyorum.

Ardahan’da mevcut olan kısıtlı imkanlara rağmen, gazetecilikte üstün kaliteli hizmet sunma yarışına (!) bizde bugünden itibaren orta derecede katılıyoruz. Şurada bir hatırlatmada da bulunmak isteri ki, “At kazığı koparınca önce sahibine, sonra da sürekli olarak kendisine vurur” diye bir ata sözü vardır. Birilerinin parasıyla azgınlaşan ve kazığı koparan bazı tayların sonlarının nereye varacağını şimdiden merek ediyorum. Haydi hayırlısı...