Posof’ta “Milli İradeye ve Demokrasiye Sahip Çıkma Yürüyüşü” büyük katılımla gerçekleşti
Kategori: ARDAHAN HABER Güncelleme: 25.7.2016 09:47:38 Toplam 144 defa okunmuştur.

Ardahan’ın Posof İlçesinde Kaymakamlık ve Belediye Başkanlığı tarafından organize edilen “Milli İradeye ve Demokrasiye Sahip Çıkma Yürüyüşü” halkın büyük katılım ile yapıldı ve 15 Temmuz’un çirkin darbesi protesto edildi.
23 Temmuz Cumartesi günü saat 16.00’da Belediye düğün salonu önünde düzenlenen darbeyi kınama eylemine köylerden de gelen bayan ve erkek vatandaşlardan oluşan büyük katılımla Bayraklar eşliğinde yürüyüşe geçilmesi ile protesto sloganları atıldı.
Mitinge Ardahan Valisi İbrahim Özefe, Ardahan Milletvekili Prof. Dr. Orhan Atalay, Posof Kaymakamı Ufuk Özen Alibeyoğlu, Belediye Başkanı Cahit Ulgar, AK Parti İl Başkanı Yusuf Demirci, Ardahan ve Posof’tan çok sayıda kamu görevlileri ile binlerce vatandaşların katılımlarıyla gerçekleşti.
Başkan Ulgar; “Darbeyi
hep birlikte bertaraf ettik”
Darbeyi protesto eden etkinlikte ilk konuşmayı yapan Belediye Başkanı Cahit Ulgar, “15 Temmuz akşamı bu ülkenin üzerine kara bulutlar çökmüştür. Hamdolsun olsun milletimizin kudretiyle, kuvvetiyle, iradesiyle, gücüyle, katkısıyla sizlerin bu meydanları doldurmasıyla ülkemizin üzerinde planlanan haince terör saldırıları ve darbe girişimlerini Allah’a şükürler olsun ki hep beraber bertaraf etmiş bulunuyoruz. Tarih boyunca ülkemize böyle nice saldırılar yapılmış, böyle ağır darbeler yapılmış, ama bu seferki darbenin ne kadar vahşi ve ne kadar ağır olduğunu gördük. Hamdolsun ki teknolojimiz vardı. Cumhurbaşkanımızın bir mesajıyla yediden yetmişe herkes bu alanları doldurdu ve milli iradenin gücünü, demokrasinin gücünü bir daha ispatlamış oldu. Darbe girişimi bizim silahımızı bizim üzerimize, uçağımızla bizim Meclisimizi bombalayan silahlı kuvvetlerimiz içerisindeki hain çete maalesef böyle bir girişimde bulunmuştur. Ama asker bizim askerimizdir. Asya ile Avrupa’yı bağlayan bu coğrafyada elbette ki ordumuzun yani kendi çocuklarımızın, evlatlarımızın, ordumuzun gücüyle ayakta durmuşuz ve yine aynı ordumuzla devam edeceğiz. Ordumuz içerisindeki hainleri birer-birer cımbızla çekerek hak ettikleri cezayı devletimiz verecektir. Biz bu sınırda Posoflular olarak Asker doğduk, her zaman nöbet tutuyoruz. Yaklaşık bir haftadan fazladır demokrasi nöbeti adına 7 den 70’ e Türk halkı olarak caddeleri doldurduk. Biz Posoflular olarak her zaman üzerimize düşeni yaptık. Hamdolsun bundan sonrada yapacağız. Biz bin yıldır bu topraklarda varız, inşallah bin yıllarca daha bu topraklarda hep beraber kardeşçe, dostça birlik ve beraberlik içerisinde maneviyatımızla, imanımızla bu topraklarda yolumuza devam edeceğiz. Daha önceden planlamış olduğumuz Posof Aşıklar Türkü Şöleni bugün idi. Ama maalesef 15 Temmuz akşamı ülkemize yapılan hain terör saldırısı yüzünden erteledik. Bugün âşıklar türkü şölenini yapamadık, ama bugün burada demokrasi şölenini yapıyoruz. İnşallah sayın Cumhurbaşkanımızın dediği gibi de 15 Temmuz Ülkemizin Demokrasi şöleni olsun diyorum, şehitlerimiz son olsun, birliğimiz daim olsun diyorum” beyanında bulundu.
Vekil Atalay, “Darba ile millet
arkadan hançerlendi”
Vekil Atalay, “Bin yıldır nöbette olan Posoflular sizleri sevgilerimle, saygılarımla selamlıyorum. Niçin buradayız, niye buradayız, ne oldu? Hiç kimsenin beklemediği, hiç kimsenin duyduğunda inanmadığı, hiç kimsenin asla kabul edemeyeceği böyle hain, böyle vahşi, böyle barbar, böyle kanlı bu millete arkadan hançer saplayan böyle bir ihaneti kim niçin tezgahladı? Millet olarak elbette ki bu soruların cevaplarını duyma hakkımız vardır. Elbette ki bu soruları sormak zorundayız. Bu soruların cevabını bulmazsak, kendi geleceğimizi bulamayacağız. Ne oldu? sorusu son derece önemlidir. Niçin oldu? sorusu son derece önemlidir. Bunu için tarih okunur. İlköğretimden üniversiteye kadar tarih dersi gibi bir ders öğretilir çocuklarımıza. Tarih bir insan için hafızadır. 50 yaşındaysanız 50 yıl boyunca yaşadıklarınızı saklı tutan bir hafızanız vardır. Bir arşiviniz vardır. Bu arşivden dolayı birbirinizi tanırsınız. Bundan dolayı arkadaşınızı, dostunuzu, akrabanızı ve düşmanınızı bilirsiniz. Bundan dolayı nereden geldiğinizi, nereye doğru gideceğinizi bilirsiniz. Tarihi olmayanın geçmişi bilmeyenin geleceği bilmesi mümkün değildir. Birçok meselenin üstüne işte bu sorularla gitmek zorundayız. Ne oldu, niçin oldu, nasıl oldu? İşte bugün burada bu soruların cevaplarını sizinle paylaşmak istiyorum” dedi.
Vekil Atalay konuşmasının devamında;
Değerli Posoflular hepimiz bu toprakların çocuğuyuz. Ecdadımız bu topraklara gencecik yaşta kanlarını, canlarını ekerek, bize vatan olarak armağan ederek, emanet bırakarak bu topraklara gömüldüler. Rus ordusu geliyor haberini aldıklarında bu düşmana karşı kedi, kendi masum silahsız milletine karşı aslan kesilen bu alçaklar gibi o günde alçak paşalar vardı, terk etti kaçtılar bu toprakları. Ama siz terk etmediniz. Sizin ecdadınız terk etmediği için burada doğdunuz. Sizin ecdadınız kaçmış olsaydı sizde burada doğmamış, bugün burada yaşamıyor olacaktınız. O yüzden bütün kahraman ecdadımıza, şehitlerimize, onların hatırasını kendi canından aziz bilen değerli halkımıza sizler adına bende teşekkür ediyorum. Bu millet dünde yıkılmadı, bugünde yıkılmadı, yarında yıkılmayacak. Biraz geriye doğru gideceğim 1699 dan başlayayım. Çünkü bizim ilk toprak kaybımız o zaman olmuştu. 1699’ dan 1920’ lere kadar sürekli düşüşümüz, sürekli toprak kaybedişimiz, sürekli can kaybedişimiz, sürekli vatan kaybedişimiz bizim tarihimiz böyle geldi 1920’ lere kadar. Ne için geldi, neden 1699’ a kadar sürekli yükselişlerinden bahsettik? Ondan sonra neden bu rezil düşüşleri yaşadık? İşte o zamanda yeniçeri içerisinde tıpkı 15 Temmuz gecesi olduğu gibi düşmana karşı kedi, masum halkına karşı aslan kesilen silahlı güçler içerisinde çeteler vardı. Düşmana karşı gitmediler, kendi halkına karşı darbeler peşine düştüler. Gelin siyasilerin işini biz yapalım, halka karşı tahakküm yapalım, biz yönetelim sevdasına düştüler. Ayrılık-gayrılık derdine düştüler, ben-sen kavgasına düştüler ve sürekli yenilgi-yenilgi. İşte 1920’ lere kadar geldi. 16 milyon karelik alanı kaybede-kaybede bir Anadolu parçası elimizde kaldı. Bunu bize çok gördüler, yedi düvel memleketimizi karış-karış paylaştılar. Fransızlar Halebi, Urfa’yı, Antep’i isteriz dediler. İtalyanlar Afyonu, Denizli’yi istiyoruz dediler. Yunan Polatlıya kadar geldi. Doğu Anadolu’da 6 vilayet istiyoruz dediler. İşte bizim geçmişimizde böyle bir tablo vardı. Ama bu millet o zaman da mademki milletin kaderini bizzat kendisi kurtaracaktır. Milletin iradesi, milletin geleceğini tayin edecektir. Madem iş başa düştü, o zaman bizde vatan uğruna ne gerekiyorsa yaparız denildi ve ecdadımız, şühedamız canlarından aziz bildikleri aziz vatan için en büyük fedakârlıkları yaptılar. Yedi düveli bu topraklardan kovmayı bildiler. Cenabı Allah onlara gani gani rahmet eylesin. Bu mübarek günlerde onları rahmetle anıyoruz. Çünkü bu vatan ve biz onlara çok şey borçluyuz. Vatan onlara minnettardır. Onlar tarlalarına saklanmadılar. Onlar gelsin Amerika bayrağı dikilsin demediler. Biz bu topraklarda kendi bayrağımızdan başka bayrak istemiyoruz dediler. Yollara düştüler, çilelere talip oldular, ölümleri gördüler ve istiklal savaşını, istiklal harbini alınlarının hakkıyla harp ettiler. Sonra yeni bir devre başladı. Demokrasiye geçtik. Çünkü siyasi istikrarsızlıklarla, sen-ben kavgasıyla zaten bu millet birbirlerini tüketmişti. Cumhuriyetle birlikte yeni bir ufuk açıldı. Milletin iradesi artık milleti yönetecek mekanizmaya dönüşecekti. 1950’ de Menderes geldi iktidara. İlk kez köyümüz traktör görmeye başladı. Kara sabandan kurtulup, artık tarlalarımızı bizde batılılar gibi makinayla, traktörle ekip biçelim dedik. Menderesin bu memlekete kötülüğü olmadı. Bu memleketimize hizmet etti. Ama yeniçeriden kalma yeniçeri heveslileri bu milletin özgür iradesiyle % 60’ nın % 70’ nin reyini almış bu ülkenin Başbakanını darağacına çekmiş ve bu ülke yüz yıl kaybetmiş. Akabinde 1971 muhtırası, 1980 askeri darbesi bu ülkenin yüz yılını da onlar götürdüler.
Alçaklar şimdi de Cumhurbaşkanımız sayın Recep Tayyip Erdoğan’ ı öldürmek istediler, katletmek istediler. 16 Temmuz sabahına uyandığımızda Türkiye Cumhuriyetinin Cumhurbaşkanı yeniçeri heveslileri tarafından katledilmişti. Genel Kurmay Başkanı boğulmuştur. Ülke iç savaşa mecbur bırakılmıştır. Suriye’den, Yemen’den beter bir Türkiye Cumhuriyeti bunu bir dakikalığına bile düşünmek ne kadar çetin, ne kadar zor. Ne istiyordunuz bu milletten? Niye kıydınız bu millete? Tam 100 yılımıza mal olacaktı. Geçmiş 100 yılımızı kaybedecektik. İngiliz’in yapamadığını, Rusların yapamadığını, Ermeni’nin yapamadığını, Fransız’ın yapamadığını bu millete bu alçaklar yapacaktı. Ama bunlar hesapta bir yanlış yaptılar, bunlar zannettiler ki biz daha önceki darbelerde olduğu gibi düdük çaldığımızda tankları sokaklara yürüttüğümüzde yine şapkalarını alıp kaçacaklar. Ama 15 Temmuz akşamı öğrendiler ki düdük çalındığında şapkasını alıp kaçan değil, meğer ki kefenini giyip milletini direnişe davet eden, milletinin önüne düşen, milletiyle birlikte eğilmeden, bükülmeden, tankların altına yatan ölümlerin üstüne-üstüne giden bir lider varmış. Bu alçaklar 15 Temmuz gecesi bir şey daha öğrendiler. Bu aziz millet kendisini arkadan hançerleyenlerin yüzüne tükürecek cesarete artık sahiptir. Bunlara Akif’i cümlelerle cevap verelim. Hep birlikte vicdanımızda, bilinç dünyamızda Akif’i tekrarlayalım. Emin olunki Mehmet Akif bugün burada konuşuyor olsaydı şunları söyleyecekti, “Tükürün milleti alçakça vuran darbelere, tükürün onlara alkış tutan kahpelere, ey Posoflular sizde tükürün alçakça darbe vuran kahpelere, sizde alkış tutun kahpelerin hüsrana uğramalarına.
Peki bu insafsız avcılar kimlerdi? İşte o insafsız avcıları senin tanıman lazım. Senin tanıyıp çocuklarına tanıtman lazım. Bunlar bizim ekmeğimize, aşımıza taş kuran çıyanlardır. Bundan yüz yıl önce elimizden vatanımızı, toprağımızı alarak bizi yer yüzünün vatansız, harmansız sefilleri yapmak isteyen alçaklardı. Doğu Anadolu’dan 6 vilayeti Ermenilere, Güneyde Urfa’yı, Antep’i, Maraş’ı, Halep’i Fransızlara, İzmir’i Egeyi Yunanlılara vermek isteyenlerdi. Hala aynı sevdanın, aynı emelin, aynı gayretin içerisindedirler. Ama 15 Temmuz gecesi bu alçakların katletmek istedikleri sayın Recep Tayyip Erdoğan’ ı kendilerine büyük bir engel olarak görüyorlar. Çünkü onlar 84’den bu yana, daha önce bu ülkenin gençlerine kimisine sağcı damgasını, kimisine solcu damgasını vurarak birbirlerine vuruşturdular. Aynı babanın Ahmet isimli çocuğuyla, Mehmet isimli çocuğundan birisi sağcı, birisi solcu oldu ve hayatlarını birbirleriyle kavga ederek hiç ettiler. 81 vilayetin hepsinde aynı saatle isyan çıkarttılar, ama tutmadı. Belki Rusya’yı saldırtırız Türkiye ‘ye buda tutmadı. Başka çare yok, Tayyip Erdoğan katledilecekti, Türkiye iç savaşa sürüklenecekti, birileri karar verdi, bu insafsız avcılar karar verdi, ama bu insafsız avcılara hizmet etmekten zevk alan bu köpekler Yurtta Sulh Konseyi adında bir darbeye teşebbüs ettiler.
Vali Özefe, “Son
sözü millet söyledi”
Daha sonra konuşan Ardahan Valisi İbrahim Özefe, 15 Temmuz gecesindeki darbe girişimi bu milletin inancına, imanına, gayretine, davasına, bu milletin mazlumların hamisi olması davasına karşı bir darbedir. Sizler en ufak bir kıvılcımla bayrağı aldınız, yola çıktınız. Son sözü de millet olarak siz söylediniz. Hepinizden Allah razı olsun. Sağ olun, var olun. Bu süreçte meşru hükümetimizin arkasında duran Komutanlarımız vardı. Darbecilere karşı duran Komutanlarımız vardı. Cuntacılar sizler sayesinde bugün hapishanedeler ve hesap veriyorlar. Devletinin yanında olan böyle pırıl-pırıl Komutanlarımız var. Onları alkışlıyoruz, onları tebrik ediyoruz. Başkomutanımızın arkasında duran paşalarımızı, askerlerimizi tebrik ediyoruz” diyerek darbecileri kınadı.
Demokrasi mitinginde Vali İbrahim Özefe, AK Parti Milletvekili Orhan Atalay ve Posof Belediye Başkanı Cahit Ulgar’ın yaptığı konuşmaların ardından tekbirler ve sloganlar eşliğinde kalabalık halk topluluğunun katılımı ile “Milli İradeye ve Demokrasiye Sahip Çık Yürüyüşü” gerçekleşti. Alparslan Caddesi boyunca devam eden yürüyüş Posof Hükümet Konağı önünde okunan İstiklal Marşı ile son buldu.
Posof Belediyesi tarafından şehir sineması salonunda verilen akşam yemeğine katılanlar, kendi aralarında yaptıkları sohbette, darbeyi lanetlediler ve Ardahan ili ve ilçelerinde düzenlenen darbe protestolarının taktire değer olduğunu söylediler.
-
Bakan Aslan’ın talimatlarıyla Ardahan-Kars karayolunda sıcak asfalt çalışması yapılıyor Bakan Aslan’ın talimatlarıyla Ardahan-Kars karayolunda sıcak asfalt çalışması yapılıyor
-
25’nci Hudut Tugay Komutanlığına atanan Tuğgeneral Hasan Kaymaz, Ardahan’a gelerek görevine başladı 25’nci Hudut Tugay Komutanlığına atanan Tuğgeneral Hasan Kaymaz, Ardahan’a gelerek görevine başladı
-
Ardahan Üniversitesinde FETÖ ile irtibatlı olanlar hakkında soruşturma başlatıldı Ardahan Üniversitesinde FETÖ ile irtibatlı olanlar hakkında soruşturma başlatıldı
-
Çıldır’ın Eşmepınar köyünde bozulan yolları vatandaşlar onarıyor Çıldır’ın Eşmepınar köyünde bozulan yolları vatandaşlar onarıyor
-
Ardahan tarihinin en heyecanlı gününü yaşadı… “Darbeye hayır, demokrasiye evet” mitingine kalabalık halk topluluğu katıldı
-
Vali Özefe, Özel İdare’nin asfalt üretim tesisi ve köy yollarında ki çalışmalarını denetledi Vali Özefe, Özel İdare’nin asfalt üretim tesisi ve köy yollarında ki çalışmalarını denetledi
- 0 Yazar Bulunmaktadır.
- BÜTÜN YAZARLAR
EDİTÖRÜN SEÇİMİ
1
Ensar Öğüt ile Orhan Atalay mahalli seçimleri almak için yarışacaklarEnsar Öğüt ile Orhan Atalay mahalli seçimleri almak için yarışacaklar2
Gazeteciler günü ve Ardahandaki sıkıntılarGazeteciler günü ve Ardahandaki sıkıntılar3
AK Parti Hanak teşkilatında örnek bir fedakarlık yaşandı AK Parti Hanak teşkilatında örnek bir fedakarlık yaşandı4
İl idarecilerini tenkit etmekİl idarecilerini tenkit etmek